Küresel ısınma günümüzde insanlığı bekleyen en önemli iklim felaketlerinden biridir. Bilim adamlarının yıllardır dikkat çekmeye çalıştığı küresel ısınmada iki derecelik artış nelere yol açar ve bizleri nasıl problemler bekliyor sizlere detaylı bilgi vermek istiyoruz. Öncelikle söz konusu dünya ve doğa olduğunda en küçük derecelerin ve nüansların bile çok önemli olduğunu bilmeniz gerekir. İlk duyduğunuzda alt tarafı iki derecelik artış, en fazla ne olabilir diye düşünebilirsiniz. Ancak küresel ısınmada yaşanan basit iki derecelik bir artışın bile sonuçları çok kötü olabilir.
Küresel ısınma Nedir?
Küresel ısınmanın yaratacağı felaket senaryoları hakkında bilgi vermeden önce küresel ısınma nedir sorusuna cevap vermek istiyoruz. Küresel ısınma yıl boyunca deniz, kara ve hava sıcaklıklarının ölçülen ortalama sıcaklıkta meydana gelen artışı ifade eder. Bu artışa genel olarak atmosfere salınan sera gazlarının neden olduğu düşünülmektedir.
Teknolojinin gelişmesi, daha rahat yaşam koşulları, tüketimin ve buna dayalı olarak üretimin artması hep birlikte atmosfere daha fazla sera gazı salınımına neden olmamızı sağlamıştır. Yani bugün küresel ısınmada tüm dünya halklarının az çok katkı payı vardır. Tabi her ülkenin veya kıtanın eşit pay sahibi olduğunu kesinlikle söyleyemeyiz. Bilim insanlarına göre küresel ısınma, sera gazlarının neden olduğu ortalama sıcaklık artışıdır ve bunun sonucunda da dünyada iklim değişiklikleri yaşanacaktır. Yaşanacak iklim değişiklikleri kendini kuraklık, çölleşme, su baskınları, fırtına, tayfun ve hortumlar gibi dengesiz hava koşullarıyla gösterecektir.
Küresel ısınma tüm dünyanın ortak bir sorunudur ve gerekli önlemler alınmadığında veya köklü değişimlere gidilmediğinde yaşanacak felaketler hepimizi ilgilendirmektedir. Ülkeler her ne kadar bu alanda hassasiyet gösterdikleri izlenimini gösterse de yükselen ekonomi ve güç olma pahasına hem dünyamıza hem de geleceğimize zarar verecek faaliyetlerine devam etmektedir.
Küresel Isınma Neden Olur?
Küresel ısınmaya neden olan en önemli faktör sera gazlarıdır. Sera gazları da kimyasal maddelerin kullanımındaki artış, sanayi ve atmosfere gönderilen fazla karbondioksit gazının artmasıyla ortaya çıkmaktadır. Normal koşullarda doğa, tüm bu yarattığımız felaketlerle baş edebilecek güce sahiptir ancak zamanla devletlerin para ve güç hırsı daha fazla şehirleşme ve sanayileşme hırsına dönüşmüştür. Bu da doğanın katledilmesi, ormanların azalması ve doğal olarak oksijenin azalmasına neden olmuştur. Tabi burada tek suçlunun devletler veya yönetenler olduğunu söyleyemeyiz.
İnsanlar olarak girmiş olduğumuz tüketim çılgınlığı, doğanın artık bizlere yetememesine neden olmuştur. Şuursuzca tüketmeye ve doğaya sırtımıza dönmeye devam ettiğimiz sürece küresel ısınmanın olumsuz etkilerini çok daha fazla yaşamaya başlamamız, muhtemel kaçınılmaz sondur. Küresel ısınmanın zararlı etkileri için bir şey yapmak istiyorsak öncelikle buna kendi yaşamımızdan başlamamız gerekir.
Küresel Isınmada İki Derecelik Artış Nelere Yol Açar?
1975 yılında çevre ekonomisti olan William Dawbney Nordhaus küresel ısınmaya ilk dikkat çeken isimlerden biri olmuştur. Isınan gezegenin, küresel ekonomi için bir tehdit olabileceğini savunmuş ve buna yönelik yapmış olduğu çalışmalarda insanlardan kaynaklı ortaya çıkan karbondioksitin küresel ısınmaya neden olacağını ve küresel ısınmadaki iki derecelik artışın gezenimizde büyük iklim değişikliklerine neden olacağını söylemiştir.
Dünyanın iki santigrat derece daha ısınırsa, felaketin eşiğine gelineceği düşünüldüğü için Birleşmiş Milletler bunu engellemek amacıyla Paris Antlaşmasını hazırlamış ve imzaya açmıştır. İlginç olan durum son 20 yılda yapılan tüm çalışmalarda bilim adamlarının ve çevrecilerin iki derece üzerinde çok fazla durmasıdır. İki derecelik artış ilk duyulduğunda kulağa oldukça komik gelebilir ve ciddiye alınmayabilir. Hatta genellikle gün içerisinde yaşanan iki derecelik artışın farkına bile varılmaz.
Ancak küresel ısınma gündelik geçici ısı değişiklikleri ile değil uzun vadeli sonuçlarla ilgilenir. Yani yaşanacak iki derecelik artış uzun vadede yaşanacak ve sürekli hale gelmesi sonucunda da büyük felaketlere neden olabilecektir. 20. yüzyılın ortasına gelindiğinde ortalama küresel sıcaklığın 14 °C olduğu hesaplanmıştır. 1880 yılından bu yana ısı derece tam olarak bir derece artmış ve bu artışın büyük bir kısmı 1975’ten sonra gerçekleşmiştir.
Asıl mesele şudur ki; dünyamız en son bugünkü ısı derecesine 11.000 yıl önce ulaşmıştır. Bugün iki derece olarak gördüğümüz ısı derecesi, okyanusların ısınması için gerekli olan enerji hesaba katıldığında aslında çok daha büyük bir ısı derecesine karşılık gelir. Sonuç olarak küresel ısınmada yaşanacak olan iki derecelik artışın sonuçları şöyle olacaktır; Korkuyla beklenen iki derecelik artış yaşandığında dünya ekonomisinin, tarımın, iklim modellerinin ve alt yapılarının kökten etkileneceği sonuçlar ortaya çıkacaktır. Yükselen sıcaklık değerleri, arktik bölgelerde yaşayan canlılara, mercan resiflerine, adapte olamayan ekosistemlere ve birçok canlı türüne zarar verecektir.
Grönland buzul tabakaları ve Arktik bölgelerde yer alan buzul tabaklarının erime hızı giderek artacak ve bu durum deniz seviyesinin 5-10 metre artmasına ve denizlere kıyısı olan ülkelerin sular altında kalmasına neden olacaktır. Birçok canlı türü yok olacak ve bu ekosistemin düzeninin tamamen değişmesine neden olacaktır. Dünyada bölgesel ve kitlesel kıtlıklar yaşanacaktır. Birçok ülkenin toprakları, sular altında kalacağı için aslında birçok ülkenin kaderi değişecektir.
Dünyanın birçok bölgesinde açık havada bulunmak tehlikeli bir hal alabilecektir. Küresel ısınmada iki derecelik artış nelere yol açar konusu tüm dünyanın üzerinde durması ve mutlaka artık önlemler alması gereken bir konudur. Çünkü öngörülen felaket son giderek bizlere daha fazla yaklaşmaktadır.
Comments